10 Eylül 2013 Salı

Barlo'nun Köşesi @ Sound - Eylül 2013: Voodoo Lab Giggity Dosyası

Dr. Barlo'nun Köşesi: Voodoo Lab Giggity Dosyası
Dr. Mehmet Barlo


Bu ayki yazımda Voodoo Labs Giggity isimli pedaldan bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu "bildiğiniz" pedallardan değil. Onu belirteyim. Bu pedal amplifikatör gibi hareket etmek üzere tasarlanmış bir aygıt. Genelde "amplifikatör gibi pedal" şeklinde kullanılan, bir pedala methiye yazmaya yarayan bir söylem vardır. Bu direkt o amaçla daha baştan yapılmış şekilde. Bir ekolayzır pedalı değil, ve eqların topunun yaptığından daha iyi sonuçlar verebilmekte. Giggity hakkaten bir yerde bir "preamp" veya dilendiği zaman bir "clean boost" veya bir "drive" pedalı... 

Çok sevdim.

Inline image 1

Ayarlar yukarıdaki resimde görülebilmektedir. Güneş, "bright" çağrışımından olmaktadır. Air tiz ekliyor daha "çıngır çıngır" yapmakta ortaya çıkan tonu... Bir nevi presence... Body amplifikatörün daha "tok" olmasını sağlamakta ve ciddi etkili. Loudness var ki o da kendini amplifikatör zannetiğinden o amplifikatörün volume ayarı gibi bir yerde. Ve de master da adı üzerinde, pedalın çıkışı. Parçaları falan elbette 4 4lük... Voodoo Lab şirketi bu ve bu anlamda zaten çok kaliteli aletler ürettiği de bilinen bir gerçek. Üstten jackler, ki ben çok sevmiyorum bunu. Görsel olarak üzerinde kalın bir plexi tabakası var, kaplama şeklinde. Parmak izi kalıyor, elbette bir kumaşla hemen silinir ama belirtelim. Pedalın altındaki vidaların etrafında wahlardaki gibi lastik yastıklı vaziyette. Bu bağlamda velcro ile pedal boarda montaj açısından problem çıkabilir. Bunu da not edelim, çünkü bu bağlamda vidaları değiştirmek gerekebilir. 

Bu pedalı etraflı şekilde epey bir vakittir kullanıyorum. Kullandığım setuplarla alakalı detayları vererek, sizlere detaylı yorumları, gözlemleri geçmek isterim.

Ilk setup Fender Blues Jr. ile olanı. 1998 Amerikan (yeşil devre bordu var), Celestion G12H30, v1'de Jan Phillips 5751 var ve gerisi JJ. Sonuç: Amplifikatörün karakterini ciddi şekilde değiştirebilmekte... Amplifikatörü farklı yönlere çekebilmekte. Şimdi bu çok önemli ve zor bir şey. Çünkü amplifikatör zaten yüksek seste, yatak odası hesabı düşük volümde bir amplifikatörün girişine pedal takarsınız bir şeyler ve ciddi bir değişiklik hissedersiniz. Ama amplifikatörün sesi yüksek olursa, sahnede stüdyoda vesaire, düşük seslerde çok iyi sonuçlar veren "bilmemne amfisi" pedalları, duvara çarpar. Zira yüksek seste lambanın sesi geliyor ve de karakterini kolay değiştirtmez. Ve bu aygıt ona rağmen amplifikatörü ciddi bir şekilde Blackface sularına çekebiliyor özellikle tizlerdeki "sparkle" açısından. Midleri çok itelemeden, basları ve tizleri tabiri ile "kıtır kıtır" bir şekilde artırıp, Fender Blues Jr.'a epey bir Blackface vari ton  verdirtebilmekte. Devamında ama çok güzel bir şey yaptı bu alet... Blues Jr.'ı daha tweed yaptı. Fender Blues Jr. zaten mini Tweed Bassman cinsidir. Belirtmem lazım ki çok severim bu amfiyi. Ve tweed tarafında bir akrabalığı olsa da, elbette tam olmuyor. Bu alet sayesinde bass tarafında özellikle gerekli tokluk ve satürasyon artırılıp, Tweed cinsi bir ton alınabilmekte. Hatta sonrasında işin bu tarafını abarttım, acaba Marshall JTM olacak mı gibilerden. Ama belirtmem lazım alet amplifikatörün yüksek sesinde (düşük seste problem yok bu arada, özellikle belirteyim) olay JTM'ye kadar gitmedi. Yüksek seste epey kızmış bir tweed havası yapmakta, ama JTM için biraz daha "kütle" lazım gibi geliyor bana. 

Blues Jr. ile kullanım sırasında bir diğer dikkat ettiğim unsur, bu aletin çok güzel bir "clean boost" olarak da çok iyi olduğu. Hatta gördüğüm en iyilerinden diyebilirim. Sadece bu açıdan çok aranılan bir pedal olan PaulC Timmy ile aşık atabilmektedir. Bence, Xotic RC Boost denilen aletten daha bir "kıtır kıtır" clean boost. Ve üzerindeki eq ayarları cidden çok etkili. Overdrive olarak kullanımı açısından yine çok şahsına münhasır. Ama biraz keskin kalabiliyor ciddi drive almaya kalkınca. Yani bu pedalı overdrive olarak görecek olanlar ondan bir TubeScreamer performansı beklemesin.

Bu pedalı kullandığım diğer bir setup da Marshall Metal Panel cinsi 1987 (1970'lerin 50W Plexi amplifikatörü) ve JCM800 Slash #34 cinsi bir amplifikatör. Elbette bu amplifikatörü yüksek drive ile kullanmak iyi oluyor. Ama bu durumda, ritim için ise haliyle daha net bir ton kullanmak lazım gelmekte. Bu bağlamda, Giggity'i "ters" bir zihniyetle kullanınca inanılmaz güzel sonuçlar verdi. Hiç bir pedalın buna yanaşacağını açıkçası düşünmüyorum. Bu cins kullanımın adına ben kendimce "unboost" demekteyim. Bu da Giggity devreye girince, tondaki hacmi çıkışı ve de drive'ı almaya azaltmaya yaraması. Bu durumda sonuç hala çok net olduğu için ortaya o drivelı amfiden çok net tonlar çıkabilmekte, Giggity "unboost" olarak devreye girdiğinde. Üstüne üstelik, gitardan volume düşmekten bile iyi ortaya çıkan sonuç. Çünkü gitardan volume düşünce, ton biraz koyulaşır. Ya en yüksek seste tizleri azaltmanız lazım gelir ki istemeyebilirsiniz. Ya da gitar volume düştüğünde daha koyu bir tonla yaşamayı öğrenmeniz lazım. Ya da amplifikatörü en yüksek seste bol tizli ayarlayıp, düşük gitar volume ayarında clean ton güzel olacak ama gitar volume artırıldığında ise aynı anda gitarın üzerinden ton düşmek gerekecek... Kısacası el çabukluğu marifet hani oluru varsa bile... Ama Giggity sayesinde, bu bahsettiğim clean tonda gitarın volume'ünü düşmeye gerek kalmıyor. Ve dolayısı ile tizler de kaybolmamış olur.  

Son olarak kullandığım setup ise benim "hybrid" kayıt ekipmanı diye adlandırdığım setup. Beni Facebook'ta takip ediyorsanız, zaten sonucu da duyarbilirsiniz, zira bu aralar ciddi bir miktarda kayıtlarda bu setupı kullanmaktayım. Bu setupta temel Mesa Boogie V-Twin. Preamp olarak kullanıyorum ve ondan (power amp çıkışından) direkt ses kartıma giriyorum ve ses kartımda çıkışı RedWirez isimli kabin simulatör ile kaydediyorum. Bu durumda Mesa V-Twin başarılı olmakla beraber, hem clean kanalda hem de orta gainli tonlarda o kadar başarılı değil. Kısacası verdiği yelpaze gayet dar, ama elbette high gain olarak çok başarılı. Giggity, V-Twin'in clean (yeşik kanal) ve orta gain (mavi kanal) tarafındaki kısıtlı performansını inanılmaz şekilde geliştirdi. Clean tonda Blackface'den Tweed'e çok güzel sonuçlar alınabilmekte. Mavi kanalda ise Marshall tipi tonları da V-Twin ile el ele vererek ortaya koyabilmekte. Kırmızı, high gain, kanalında ise V-Twin'in standard güzel tonunun yanı sıra, onu biraz daha iten daha bas tiz ekleyen bir ton da verebilmekte.

Özetlemek gerekirse, benim gördüğüm kadarı ile, çok güzel bir pedal/preamp ... neyse... Yüksek seste bir lambalı amplifikatörü bir miktar "değiştirmeye" yaramakta. Özellikle belirteyim, bu çok zor bir unsurdur, zira yüksek sesten ve lamba kırılmasından bahsediyoruz. Düşük seste ve transistörlü amplifikatörlerde bu unsur daha kolaydır. Bu arada elbette amplifikatör ile kullanıldığında Giggity'nın önüne pedal da konabilir. Hatta TubeScreamer'ları çok iyi bu şekilde kabul etmektedir. Zira bu pedal kendini amplifikatörün bir parçası gibi görmeyi düşünen bir aygıt. O tarafı çok güzel ve etrafta hani bolca olan bir zihniyet değil kesinlikle. Bunun yanında amplifikatörünüzü alıp komple farklı bir yere gitme, simülasyon, emülasyon falan filan olayları yok. Bir yere kadar hareket ettirebiliyor. Yani hayal görmenin de alemi yok. Ama bu da çok ciddi ve kullanışlı bir unsur. Ikinci bir kullanım tarafı da, yine konu ile alakalı olarak, "unboost" tarafı. Bu açıdan çok ciddi bir kullanış sağlamakta ve açıkçası bunu yapabilen herhangi başka bir pedal bilmiyorum. 

Çok sofistike bir pedal bu... Sahne stüdyo işleri için iş bilen gitarcıların vazgeçilmezi olacağını ben öngörmekteyim.
 
Umarım birilerinin işine bir gün yarar...

Kapatmadan önce belirtmem gerekir ki bu incelemeler açısından teşekkür etmem gereken iki firma var: Pluton Müzik ve GitarPazar. Bu arada pedal için bir inceleme videosu da çektim, merak ederseniz YouTube hesabımdan bu videoyu görebilirsiniz. 

Sevgi ve saygılarımla,

9 Eylül 2013 Pazartesi

Okko Diablo Gain+ Incelemesi...


Yazıma öncelikle bu pedalı denemem, ve bulgularımı nesnel bir değerlendirme olarak sizlerle paylaşmam ve sizleri bilgilendirmem için bana yollayan, bu pedalın T.C. distribütörü olan Pluton Müziğe teşekkürlerimi sunarım. Buradan, bu pedal ile alakalı olarak bu firmanın satış sayfasına ulaşabileceksiniz.

Şimdi çok güzel bir alet öncelikle. Iki kanal gibi işliyor ama aslında temel kanalın üzerine daha gainlisi daha kompresyonlusu gelmekte. Medium gain tarafında, high'a da geliyor.

Öncelikle yapısı çok güzel aletin. Led ışığı yerine o turuncu top tarafı harbiden hoş. Alakalı kontroller etkili ama böyle gece gündüz fark yapmıyor. Gain pedalı tabi, direkt sinyale kendi karakterini basmakta. Ve de ayarlar ile 180 derece değiştiremiyorsunuz. Üzerindeki ayarlar GAIN - GAIN+ - LEVEL - TONE - FEED - BODY ve de iki tane de footswitch. Pedalın bir de tepesinde 9V 18V geçişi yapan güzel de bir ayar var. Headroom açısından işe de çok yaramakta... Gain normal tarafın gain ayarı. Ama bir de ikinci footswitch ile devreye giren Gain + diye bir gain ayarına giriyorsunuz. Volume feed ve body aynen devam bu arada...


Normal yerinden başlayayım. 9V 18V ayarını elbette zevke göre yaparsınız, ama ben şahsen 18V olan yeri sevmekteyim. Onu da belirteyim. Yüksek voltaj!!!

Gain ayarı malum. Volume etkili ama böyle hani "deli" seviyelerde değil... Sağlam ama, eksik kalmıyor. Sadece acaip yüksek değilmiş diye fark ettiğim bir ayar yeri oldu... Yoksa hani eksik kaldı diye dikkat ettiğim bir ayar olmadı açıkçası. Bu arada gain az olsa da kompresyon az değil. Kırıyor sesi direkt. Ve "bence" onun için hani çok az gain ayarı tarafında çok süper bir alet olarak gelmedi bana, zira düşük gain bile olsa kompresyon işin içine giriyor. Ama gain biraz artınca tam yerine gelmeye başlıyor açıkçası. Feed bu arada tam adı üstünde gain üzerine bu kompresyon hakkında biraz ayar imkanı tanımakta. Etkili bir ayar, yine gece gündüz gibi değil ama yaptığı fark. Etkili ama! Düşük gain yüksek vol ve yüksek feed ile enteresan tonlar geliyor, hani gaini az ama kompresyonu fazla ... Dumble vari bir bakış diyeyim. Ses olarak daha bir "Marshall" aygıtı bu, fakat benim sevdiğim çok sevdiğim hatta bir ayar oldu bu. 18V'da! Body'yi de yüksek ayarlıyorum. Bu arada "resonance" gibi bir ayar aslında. Bass ve gövde vermekte. Güzel!

Gain artınca JCM800 işlerine girmeye başlıyor. Body ile gövde verip hani incecik vız vız bir JCM800 gibi olmuyorsun, sağlam olmakta. Kompresyon yerinde, feedback yerinde. Güzel alet. Vıdı vıdı Marshall tonlarına çok iyi gelmekte. Bu konuda benim gördüğüm en önde pedallardan bir tanesi. Hele gele bir de gain + tarafını takınca, daha da akıcı olmakta.

Doug Aldrichtir, yok işte Dio zamanındaki Vivian Campbell'dır, hatta tonu artıcınca Dokken zamanında Lynchtir falan ... o kılıkta tonları PATB-3 ile ceviz ile benim Blues Jr.'dan çıkarttırdı. Ki bu iyi, gayet iyi bir şey.

Eksilerinden hemen bahsedeyim. Çok yok ama bass tarafındaki body ayarı Blues Jr.'a yetti. Gövde vermesi açısından. Fakat bu olurken, tone'dan tizleri kasmak lazım geldi. Oldu olmadı değil, bir AFD tonuna yanaşıyor. Ama hani yelpazenin sonunda gibi. Blues Jr. değil daha tiz ve gövdesiz bir amfi olsa bass yetmeyecek gibi geldi bana. Ama Marshall hesabı adam gibi amfiye bağlayınca, benim beyaza kısacası, CUK! Çok güzel oldu. Amfide RR modu olmasa, ek kanal oldu diye Olay'a geri göndermezdim pedalı, yalanım yok. Ve RR kanalı ile, bright kanalı üzerine bu nerdeyse aynı oldu. Demek ki harbiden JCM800 2203 tarafında işleri kotarmakta. Ki güzel bir şey.

Diğer pedallarla karşılaştırmaları...



Ben Bognerlerden daha çok sevdim bunu, kırmızıdan da maviden de. Kırmızıyı zaten ben çok fazla gainli buluyorum, bana göre değil. Mavi ise bundan daha az ve bence hani "orta seviye" gain pedalı olarak Okko Diablo Gain+ tam doğru yerde.

Bunun yanında alakalı bir diğer pedal ise Xotic BB+. Şimdi artı var eksi var bu karşılaştırmada, olay zevke renge dönecek. Xotic BB+'ın üzerindeki bass ayarı daha güçlü, üzerindeki o 3 bant ekolayzır ayarları cidden epey bir şey değiştirtebilemekte. Bu Okko Diabloda yok. Bunun yanında ama Okko'da da güzel akıcı ve hatta üzerine biraz ayar yapılabilen bir kompresyon var. Bu da Xotic BB+'da yok. Bu açıdan farklılar. Halbuki mesela Xotic BB Preamp Andy Timmons versiyonunda ise, Okko Diablo'ya benzer hatta benim daha da çok sevdiğim akıcı ve bol bir kompresyon var. Temiz değil kesinlikle. Düşük gainde bile var bu kompresyon. Bas tiz ayarı da fena değil. Ama onda da işte ikinci kanal yok, ve Okko'daki kadar gain de yok. Hani Xotic BB Preamp Andy Timmons versyionu + Xotic EP olsa ön veya arkaya koyulacak şekilde BB+'daki gibi, "bence" Okko'yu döver. Ama şu andaki şekilleri ile, zevke renge kalıyor olay. Benim zevkimle de BB+!


Devamında Lovepedal AMP11 mesela buna göre fazla overdrive kalıyor. Timmy kopyası şeklinde zaten o alet, kopya demeyelim de epey benzer diyelim. O da hani biraz daha iyi olsa da bu konuda, hala Okko'ya göre overdrive TS falan gibi yumuşakcana kalıyor.

Bildik diğer Marshall pedallarına göre... OCD'ye göre mesela bence kesinlikle çok ama çok daha iyi. OCD'de fazla bir mid scoop var, bunda yok o. Midler misler gibi var. Ve olmaları da lazım. MI Audio Crunchbox'a göre, bence yine çok daha iyi. O fazla cazgır bir pedal nedense, ve bu kasarsanız öyle olabilmekte. Ama Crunchbox kolay kolay yumuşaklaştırılamıyor (gerçi en son yeni versiyonunda bir de low ayarı var, onu denemek lazım, benim dediğim eski versiyonu). Sonra denediğim ama karşılaştırma için yeterli şekilde hatırlamadığım aletler var, Wampler Plextortion gibi... Zvex'e gelirsek, Box of Rock'tan (bir diğer Marshall pedalı) bence daha bir JCM800. O daha yumuşak özellikle basslarda, böyle biraz da bulamaç (gerçi eski Marshallar da biraz öyledir de sıkı olanları da 80lerde prim yapıyor işte) ... O yönden farklı. Bence 80'ler işi Dokken hesabı tonlar için bu daha doğru. Okko kısacası bence daha iyi.

Sanırım aklımda başka da bir pedal kalmadı... Keşke elde karşılaştırma için şu Wampler'in Pinnacle denen aleti olsaydı diye de düşünmedim değil, bu arada... Bir dahaki denemeye...

Umarım bir gün birilerinin işine yarar.

M. Barlo
Istanbul, 09 2013