27 Ekim 2013 Pazar

Gece gece öylesine bir kaydın gereksiz anatomisi...

Maksat iş olsun...

GitarPedal.net forumlarındaki "cemdaş" arkadaşlarla beraber yaptığımız bir cem oldu bu. En sonda giren ben oluyorum. Orada kullandığım ekipmanı ve de çaldığım hadiseyi sizle paylaşayım...

Slide ile giriştim, standart akord düzeni. Açık E falan filan yok. Benim Ceviz gitar, köprüdeyim. Seymour Duncan PATB-3 isimli manyetik devrede. Ton ve volume tamamen açıktır. 


Gitardan çıkan sinyali Voodoo Lab Giggity isimli pedala giriyorum. Daha önce bu blogda zaten bu pedal hakkında detaylı bir yazı yazmıştım ve Voodoo Lab Giggity isimli pedal hakkındaki incelememi okumak için alakalı linke basmanız yeterli olacaktır. Üzerindeki ayarlar: Loudness saat 12, Body saat 2, Air saat 3, Master saat 11, ve Brightness/Darkness minimumun bir tık üzerinde.




Buradan çıkan sinyal Mesa Boogie V-Twin lambalı gitar preamp isimli aygıta gitmekte. Ve orada işlendikten sonra "power amp" çıkışından çıkışı veriyorum. Mesa'nın ayarları şu şekildedir: Kırmızı yani lead kanalındayım, Gain saat 2, Bass saat 3, Middle saat 4, Treble saat 12, Presenece saat 2, Master saat 12 şeklinde ayarlanmış vaziyette. 

Buradan çıkan sinyali direkt EMU-1616m isimli ses kartıma veriyorum ve orada kabin simulasyonuna uğruyor. Kabin simulasyonu için Cubase vasıtası ile VST enstrümanı olarak RedWirez IR isimli programı kullanıyorum. Bu kaydımda Bassman kabin simulatörü olarak kullandım. Devamında Antress isimli zaatın Modern isimli VST enstrümanları (kompresör, eq, ve limiter) ile Classic isimli VST enstrümanlarını (phaser, chorus, delay, reverb) kullanıp sinyali işliyorum.


Bu kayıt usulüne kendimce "hibrid" yöntem demekteyim. Bunun hakkında bu blogda daha önce bir kaç kelam etmiştim aslında. Alttaki bağlantılardan onları da okuyabilirsiniz:

http://drbarlo.blogspot.com/2013/07/preamp-uzeri-ir-kabin-simulatoru-hibrid.html

http://drbarlo.blogspot.com/2013/08/bir-tonun-anatomisi-mesa-v-twin-ile.html

Bu kadar anlattıktan sonra elbette kaydın adresini vermeden de olmaz:

http://barlo.gitarpedal.net/GP-Cem/GPBBTCem/fizyo_orkun-Michael_Delaney-Sukru_Ersal-Dr_Barlo-GPBBTCem-A_Lydian_Backing_Track.mp3

Umarım bir gün birilerine yardımcı olur.


Sevgiler, saygılar.


M. Barlo

10.2013, İstanbul - Türkiye


26 Ekim 2013 Cumartesi

Bir Totocunun Günlüğü: DLT Rev. Bumble üstü Mesa Boogie Studio Preamp

Selamlar arkadaşlar,

Başlıktan da çok net anlaşılacağı üzere, bugün "ayar" günü idi. Ve bu ayarlarla hani abartı olmasın ama yedek ekipmanla dünya turnesine bile çıkılır. Çünkü yelpaze açıkçası had safhada. Rhinna'ya da çalınır, Judas'a da, Metallica'ya da, Fourplay'e de (tabi sonuncuyu çalmak boru değil ya neyse, Lee Ritenour sağolsun)...

Ve bu ayaların hepsi "aman ne olur ne olmaz kaybolmasın" şeklinde gri kaplı defterime kaydedildi. Yani alenen totocu olduk... Neyse...


Aletleri daha detaylı tanıtacağım ama şimdilik hızlıca üstünden geçelim... Bir adet DLT Amplification Rev. Bumble (45W) D-ODS cinsi bir amplifikatör. Çok severim kendilerini Two Rock Gainmaster'lardan falan (ve bir kaç tane daha bildiğim bu cinsten amfiye göre) daha iyi olduğunu düşünüyorum. Gerçi normal, bana göre benim zevkime göre yapıldı. Ve şaşırtıcı olmadı hani benim sevmem gibi geliyor bana. 6L6 güç lambalı. Reverbü var, en uzununda 3 yaylı. Hammond güç ve çıkış trafolu (Fender Bassman cinsi Hammond trafosu, 4-8-16 Ohm çıkışlı). Kapasitörler, lambalar vs. gayet düzgün kalitelidir. Uzay eriği değil, şahsen NOS NOS diye benim yırtınmam çok değildir... Bunlar güzel parçalar ve lambalar, kendimizce zamanla bulduğumuz aletler oldu. 

Amfiyi Türkay Öztuna sağolsun yaptı. Eşref Akbay'ın da katkıları var. Ikisinin de ellerine sağlık demeyi atlamayayım. Hatta fotoğrafını da yeri gelmişken koyayım:




Kabin olaran bu amfiyi açık kabinlerde kullanmayı daha çok seviyorum. Fotoğrafta gözüken Marshall JTM30 içindeki Marshall için yapılan Ingiliz Celestion V30 ile (amfi 1995 mi 1998 mi nedir) misler gibi kabin olmakta. 16 Ohm kolon, bir o farklı. Hani bu işler "Fender" işi olduğu için temayül daha ziyade 8 Ohm tarafında hatta 4 Ohm... Ve bu V30 ile de çok iyi anlaşmakta olduğunu söyleyebilirim. 

Devamında amfinin seri loopundan Mesa Boogie Studio Preamp'ı, bu aygıtın power amp çıkışından (A tarafından), DLT Rev. Bumble'a verdim. Ve ortaya bir canavar çıktı

4 kanal bir amfi oldu kendileri. 

Kanal 1: Mesa Boogie Studio Preamp'ın Rythm Kanalı Preamp olarak Rev. Bumble'ın güç katına gitmekte.

1980'lerin LA jazz tarafına kadar gidecek, o senelerdeki şarkılarında Madonna için ritim atılacak, vs. vs. acaip net ve epey epey HiFi bir "Fender" çıktı. Zaten tevekkeli değil, Mesaları genelde clean olmadıkları için çok sevmem. En çok da LoneStar ile Mark 2 severdim (C'si artısını hatırlamıyorum, denemiştik zamanında, hatırladığım düz Mark 2C olduğu). İşte zaten Studio Pre Mark 2C'nin direkt preampı. 2C+ değil, 2C. Ve epey bir şekilde modlayan var ama ben istemem. Bu iyi! Ve clean kanalı süper... Tam istediğim gibi.

Bu hali ile jazza gidiyor, Studio Pre'nin üzerindeki güzel reverb ile "Blackface" tonları misler gibi de yapmakta. Harbiden çok güzel. Sadece bu beni mutlu edebilirdi, ve cidden çok güzel. Ve clean ama öyle bir bass var ki... 1980'lerin Fender'in Rivera zamanındaki "Red Knob" amfilerinin yaptığı HiFi tonu yapabilmekte.

Açıkçası bu Rev. Bumble'ı çok seviyordum ama derdim basstı. Clean kanalda özellikle. Bassı az geliyordu bana. Devresi öyle... Ne yapalım... Ve midli komplex o tonda sanırım bass olsa ton kötü etkilenecek. Ama bir diğer yandan da işte hala insan istiyor. Şimdi bu Mesa Boogie Studio Preamp'ın rhytm kanalındaki bass cidden beni mest etti. DANK diye vurabiliyorum benim Hamdi ile (1990 Stratocaster). 

Master ve volume seviyelerini ayarlayarak, artı ryhtm bright aç kapa yaparak, bir de 5 bant eq kullanımı ile acaip bir kanal oldu. Tek başına yeter cidden. Daha üzerine pedal koymadım... Şaka gibi!

Fender Blues Jr.'un hastasıyım ciddi ciddi, ama acı gerçek şu ki onu bu kombinasyon acı dövdü. Tam burası işte... Üzüldüm hatta, zira miniktir, kutu gibidir, dayanıklıdır, çok kahrımı çekti, ama deli gibi ağırdır falan da... Bu güne kadar bu denli net bir şekilde Blues Jr.'u döven amfi çıkmamıştı. Doğruya doğru. Elbette satmayacağım, ama hani doğruya doğru: Hem daha güçlü, hem daha net, hem de gerekirse volume ve master'dan güzel (az-orta seviyelerde) gain de almakta. Eh daha ne! SRV işine burası tek başına yeter, işte üzerine pedal falan gelecek.

Kanal 2: DLT Rev. Bumble'ın kendi clean kanalı ki Rev. Bumble'ın güç katına gitmekte.

Bu daha önce clean olsun diye uğraştığım bir kanaldı. Şimdi artık hafif kirli bırakıyorum. Sanki Blackface bir Fender'e sıfır gainde bir TubeScreamer vermiş gibi nerdeyse. Midler bol, bas tiz o kadar fazla değil (kanal 1 gibi değil) ama işte direkt hafif kirli OD tarafı. Drive var, kirli... Ama işte lamba işi, o kadar da net ki aynı zamanda. Şaka gibi. 

O yukarıda bahsettiğim "DANK" işinin bir kısmı hala kalmakta. Ve "chime" işinden ton yanmakta. Yani teli kasınca o çan sesindeki gibi bir çınlama çat diye ortaya çıkmakta. 

Ses yüksekliğinde bunu ikinci ayarladım, en az Kanal 1. O clean. Ama yeterli seste. Sonra bu kanal, ki ritme girerim... Gerçi taşıyamayacağım bu aletleri ama yine de zihniyeti sağlam olsun...

Kanal 3: DLT Rev. Bumble'ın kendi drive kanalı ki Rev. Bumble'ın güç katına gitmekte.

Bu durumda bir önceki kanalın daha satüre olanı, daha drivelı olanı. Midler havada uçuşuyor, bass da var, tiz de. Ha bu arada kanal 2 ve 3 arasında footswitch ile geçebiliyoruz, ve de üzerine boost var (tone stack bypass). Gayet sağlam sonuç vermekte.

Bu ayarlar hem Stratocaster ile hem de benim McCarty ile gayet iyi sonuç verdi. Kerata tam böyle sofistike jazz rock tonu, fusion vs. Kid Charlemagne çaldım (gerçi Fender 5E3 ile o da, neyse) cuk uydu. 

Bu zaten daha önce çok kullandığım bir kanaldır. Ve aynen devam. 

Bunun sesi Kanal 2'nin sesine göre biraz daha yüksek ve de satürasyon biraz daha fazla. Ses kompresyona uğrayıp gayet uzamakta. Herhangi bir pedal falan araya vurmadan.

Aslında kanal 2 ve 3'ün sesini size dinletebilirim:

http://soundcloud.com/dr_barlo/gp-jfc-01-dr_barlo

Burada dinlediğiniz amfi DLT Rev. Bumble ve de orta kısıma kadar sadece kompresör var clean kanalın üzerine. Sap HB'ı kullanıyorum benim Kalas Tele'de, Duncan Antiquity HB. Detaylar yukardaki linkte var. Sonrasında, şarkının ortalarından sonra drive kanalına geçiyorum. Sadece Lovepedal Eternity Kanji var bu kanalda, aynı manyetik. Bas tiz ayarı da aynı.

Neyse, gelelim kanal 4'e...

Kanal 4: Mesa Boogie Studio Preamp'ın Lead Kanalı Preamp olarak Rev. Bumble'ın güç katına gitmekte.

Şimdi bu durumda tek kanal yok. Aslında 2 ayrı kanal var. Lead Fat kapalı iken farklı, açık iken gayet farklı. 

Lead Fat kapalı iken gayet "Marshall" tarafında bir ton var. Tam değil, basslar sıkı vs. Ama ton açısından o kılıkta bir ton. Bir de üzerine 5 bant eq gelince, epey bir yelpaze verebilmekte. HB ile gerçi bu durumda Lead Bright'ı açmak gayet gayet olayı bright sulara getirmekte. Ama sap HB ile aynı husus çok iyi gitmekte.

Devamında lead fat açık iken ise ... işte basslar geliyor. Kalorife şu bu zangır zangır sallanmaya başlıyor. Ve bu bass kim ne derse desin Marshall'da falan yok. Mesa olayı!

Özlemişim... Bu kanal güzel oldu.

Lead bright aç kapa keyfe bağlı. Kapalı iken de güzel, açıkken de hem koyu hem vahşi... Ayrı bir güzel.

Bu arada ben 5 bantlı eq'yu "auto" ayarında kullanıyorum. Yani bu 5 bant eq clean (yani rythm) kanalında aktif değil, ve lead kanalına geçince "otomatik" olarak devreye girmekte. 

Kısacası ben çok mutlu mesut oldum. 


Bu arada şu da aklıma gelmiyor değil... Mesa Boogie'nin içinde var 5 adet preamp lambası (4 adet 12AX7, ve bir adet 12AT7) ve Rev. Bumble'ın içinde de var 4 adet preamp (2 adet 12AX7, 1 adet 5751, ve bir adet 12AT7) ve 2 adet de güç lambası... Etti toplam 11 adet lamba! Eh o kadar da ton çıksın artık demek var...

Hürmetler,

Umarım bir gün birilerinin işine yarar bu yazdıklarım.

M. Barlo
10.2013, Istanbul - Türkiye

21 Ekim 2013 Pazartesi

Hibrid yaklaşımlara yeni bir boyut: Mesa Boogie Studio Preamp


Blogumu takip edenler, benim hibrid kayıt yöntemlerini ne kadar çok sevdiğimi belki hatırlarlar. Hibrid derken, tanımım şudur:

Ses kartına kayıt esnasında (mikrofonlanma sonrasını saymazsak) digital ve analog ses işleme unsurlarının bir arada yaşaması. Benim durumumda, ben preamp kullanarak gitarın sesini ayarlıyorum ve de devamında güç katını ve de kabin simulatörünü bilgisayar üzerinden digital olarak halletmekteyim.

Bunu daha önceleri Mesa Boogie V-Twin'i preamp olarak kullanarak yapıyordum. Takip edenler yine belki hatırlar ki, bu kullanımda drive konusunda çok iyi olduğunu düşünsem de clean tonlardaki kullanımda durumun o kadar iyi olmadığını düşünmekteyim. Voodoo Lab Giggity biraz durumu kurtarıyor ama yine de... 

Bir şekilde yakın zamanda bir diğer Mesa Boogie preamp aygıtı ele geçirmiş vaziyetteyim. Mesa Boogie Studio Preamp! Çok sevdim. Özellikle clean tonlar açısından. Drive tonlarında "gerçek" amfi tonları açısından hiç fena değil ve de işin bir güzel tarafı da V-Twinden farklı. Dolayısı ile pişti durumu da olmuyor.

Örnek:

https://soundcloud.com/barlojammer01/lpf-jam-so-says-the-sun

Ekipman listesi tam olarak orada var. Ama temelde bu preampı clean tutup önce üzerine kompresör koyuyorum, sonra bir booster, ve en sonda da sağlam bir overdrive. Devamında RedWirez IR kullanarak Cubase içinden kabin simulatör işini hallediyorum.

Daha fazla bilgi isterseniz forumumuza geliniz:

http://www.gitarpedal.net/forum/kayit-teknolojileri-donanim-ve-yazilim/

Bu cins kayıtla alakalı hareketlerim devam edecektir... Takipte kalınız!

Umarım bir gün birilerinin işine yarar bu yazdıklarım...

M. Barlo
10.2013, İstanbul